Bebeğin Anneden Beklentileri

bebekYıllarca bebeklerle anne ve babaları arasında tercüman olmaya çalıştım. Bu gün bir bebek olarak konuşuyorum.

Anneciğim ve babacığım, sizlerin karnınızda ufak birer yarım noktayım. Altı ay sonra biyolojik olarak doğmuş olacağım.

Son yıllarda 20 bebekten bir anormal doğuyor, sağlıklı olabilmem için sporcular gibi hazırlanın. Çünkü siz de hayatınızın golünü atacaksınız. Doğumsal hastalıkların hepsi genetik değil, yani kader değil. Siz nasıl yorgun, halsiz, rahatsız olabiliyorsanız yumurtalarınız da hastalanabiliyor. Bana sağlıklı bir miras için, önce siz sağlıklı olun, güzel görünün. Yumurta, et, sebze, meyve, kuruyemiş, ev yoğurdu ve kefir ile beslenin. Daha az olmak üzere tam tahıl, bakliyat, tereyağı ve zeytinyağı tüketin. Beyaz un, şeker, margarin, bitkisel yağlar ve katkılı gıdalardan uzak durun. Balıklar cıva ile zehirlendiği için yemeyin. Arıtılmış ve mineral ilave edilmiş su için. Klor arıtan duş başlığı kullanın, saçınızı boyatmayın. Sigara içilen ortamda durmayın. Cep telefonu ile konuşurken kulaklık takın. Uygun saatlerde güneşe çıkın. Açık havada yürüyüş yapın. Akıllı olmam için mutlaka Omega-3 alın. EPA ve DHA toplamı en az 1000 mg olsun. D vitamini, probiyotik, demir ve C vitaminini de unutmayın. Aspartam çok zararlıdır, en az 4000 üründe vardır. Layt (light), zero ve diyet ürünlerden uzak durun. Organik veya mevsiminde yetişen ürünleri tercih edin. Yemeklerinizi güveç kaplarında, cam veya çelik tencerelerde pişirin.

Hayata güçlü adım atabilmem için, normal doğum yapmaya çalışın. Mecbur kalmadıkça sezaryen olmayın. Doğum kanalından geçerken alacağım probiyotiklerden, beni mahrum bırakmayın. Doğumdan sonra ilk 15 dakikada emzirin daha sonra sırasıyla sebze çorbası, ev yoğurdu, yumurta ve çeşitli çorbalar verin. Meyve püresi ile en son tanıştırın ve ayrı bir öğün olarak vermeyin. Bir aylık olana kadar ağladıkça emzirin. Daha sonra emzirme aralığını uzatın. Karnım tok olsa da aranırım. Sakın mama vermeyin. Besledikten sonra gaz çıkarmak için vurmayın; canım acıyor, hafifçe sırtımı sıvazlayın. Yüksek sesle konuşmayın, dilinizi bilmiyorum. Sadece benim sesimi taklit edin. Bir gün sağa, ertesi gün sola yatırın. Başım ve kulaklarımın şekli bozulmasın. 2 aylık olunca dönüp düşebilirim. Sadece kendi yatağımda yatırın. 4 aylık olduğumda “ce oyunu” , 5 aylık iken “fış fış kayıkçı” oynayın. Televizyon karşısında yedirmeyin, acıktığımda besleyin. Açık havaya ve güneşe çıkarın, koruyucu kullanmayın. D vitamini ile beni güçlendirin. Her gün banyo yaptırın. Islak mendilleri kullanmayın.

Nasıl olmamı istiyorsanız siz öyle olun. Hatalarım olabilir yargılamayın. Sizler dizi seyrederken benim kitap okumamı beklemeyin. Benim yanımda tartışmayın. İkinizi de çok seviyorum. Herkes biraz gri’dir. Yeter ki birbirinizi karartmayın. Başım terliyorsa ve geceler sık uyanıyorsam, geceleri ve sabah uyandığımda öksürüyorsam, hemen ilaç vermeyin, gece verdiğiniz sütü kesin. Dişlerim çürümesin diye flor vermeyin. Eğer çürürse Amalgam’la doldurmayın. Cıva ve bakır bana zarar verir. Otizmli olurum, hiperaktif olurum, yorulursunuz.

Anneciğim!

Doğum öncesinde aldığınız tedbirlere rağmen, engelli doğabilirim.  İşitme, görme, yürüme şansım olmayabilir. Ayşe Teyzem “Bu çocuk beş yaşına geldi, bir kere bile anne demedi mi?” diye sorabilir. İncinmeyin! Siz nasıl galaksilerde çay içmeyi özlemiyorsanız, ben de koşmayı, yüzmeyi önemsemiyorum. Sizi gördüğümde ve size sarıldığımda herkesten mutlu oluyorum. Sizin sevginiz bana yetiyor, başka bir şey istemiyorum. Sizi bütün benliğimle yaşıyorum. Ayşe Teyzem belki duymuyor ama sizi çok sevdiğimi milyonlarca kez söylüyorum. Koşmayı, yüzmeyi hatta uçmayı sonsuzluğa bıraktım. Size yakın olmak bana yetiyor. Biliyorum, çok yoruluyorsunuz. Bu yüzden siz çok yaşlanmadan, gücünüzü kaybetmeden yanınızdan ayrılıyorum. Size duyduğum sevgiyi ve minnettarlığımı, sonsuzlukta güzel kokulu güllerle anlatacağım. Ellerinizden öpüyorum. Bütün anne ve babalara saygılarımı sunuyorum.

Uzm. Dr. Emin Mindan

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

2011 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oditoryumu’ndaki Konuşmasından