Disleksi

  • · Tanım
  • · Belirtiler
  • · EDA
  • · Nasıl destek verilmeli?
  • · Ailelere yönelik ipuçları
  • DİSLEKSİ NEDİR? Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Mental Rahatsızlıklar Tanılama Sistemi (1994)’ne göre, Disleksi; Okuma Bozukluğu olarak Öğrenme Bozuklukları içinde tanımlanır. Diğer öğrenme bozuklukları; Matematik Bozukluğu ve Yazılı Anlatım Bozukluğu’dur.

    Disleksi;en sık görülen tip olduğu için öğrenme bozukluğunun tanımlanmasında dünyada genel olarak kullanılan bir terim haline gelmiştir. Ülkemizde öğrenme bozukluğu yerine Disleksi teriminin kullanılmasının ayrı bir önemi vardır.

Çünkü hem eğitimciler hem de anne babalar tarafından “Öğrenme Bozukluğu” ifadesi sıklıkla “Zeka Geriliği” olarak anlaşılmaktadır. Bu nedenle pek çok karışıklık ve yanlış anlaşılmalar yaşanmaktadır.

 

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzmanlarının Öğrenme Bozuklukları’nın tanısını koymak için referans aldıkları Amerikan Psikiyatri Birliğinin Mental Rahatsızlıklar Tanılama Sistemi (1994)’ne göre Öğrenme Bozukluklarının tanı kriterleri aşağıdaki gibidir.

 

DİSLEKSİ;

Kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır diğer bir deyişle okuma bozukluğudur diyebiliriz. Bu bozukluk okul başarısını ya da okuma becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.

 

DİSKALKULİ;

Kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır, yani matematiksel öğrenme bozukluğudur.

 

DİSGRAFİ;

Kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurduğunda yazma becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.

Duyusal bozukluk varsa bile yazma becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.

 

 

  • DİSLEKSİNİN YAŞ DÖNEMLERİNE GÖRE BELİRTİLERİ

 

 

Bu belirtileri daha iyi irdeleyebilmek adına okul öncesi dönem ve okul dönemi başlıkları altında inceleyebiriz.

 

-OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE (0-6 YAŞ) BELİRTİLERİ;

 

Disleksi konusunda uzmanların çoğu daha çok okul döneminin üstünde durur fakat bu öğrenme bozukluğu bize okul öncesi dönemde de bazı ipuçları verir. Eğer çocuğun gelişim dönemi özelliklerini iyi ölçüde bilirsek bir problem olup olmadığını daha iyi anlayabiliriz. Peki okul öncesi dönemde nedir dislektik belirtiler? Şu maddeler altında inceleyebiliriz;

 

-Kelimeleri yanlış söyleme ,

-Kafiye bulmakta güçlük (masa-kasa vs)

-Oyunları sürdürememek, çabuk sıkılmak,

-Çatal, makas kullanma, bağcık bağlamada güçlük,

-Ayakkabılarını ters giyme,

– Daire, kare gibi şekilleri kopyalayamama,

-Taşırmadan boyama yapamama,

-Bisiklete binememe,

-Kendi ilgi alanı dışındaki aktivitelere karşı isteksizlik,

-Benzerlikleri fark edememe,

-Sağını solunu karıştırma,

-Sıraya koyma güçlüğü,

-Renkleri öğrenememe, karıştırma

 

Bazı çocuklar konuşmayı öğrenirken açıkça kendilerini ifade etmekte zorluk çekerler. Özellikle bazı uzun kelimeleri telaffuz ederken görülür bu zorluk.Kelimeleri söylerken harfleri karıştırır veya hecelerin yerini değiştirebilirler;

Sandalye yerine saldanye
Tuvalet yerine tulavet
Mıknatıs yerine mıktanıs
Fotokopi yerine fokopoti gibi

Kelime hatırlama veya yeni kelimeleri öğrenme yeteneğinde yavaşlık, doğru kelimeyi hatırlamada zorluk , doğru kelime yerine ona benzer anlam taşıyan kelimeyi kullanma eğilimi oluyorsa dikkat edilmelidir. Bilgileri hatırlamada, özellikle birden fazla aşamalı talimatı hatırlamada zorluk yaşayabilir. Ardışık sıralı şeyleri hatırlamada( örn. alfabeyi,ayları,mevsimleri sıralamda zorluk), veya daha önce anlatılmış bir hikayeyi doğru sırada anlatmakla ilgili bir sıkıntı olabilir.

Bazen sayıları, haftanın günlerini , renkleri ya da şekilleri doğru öğrenmede sıkıntı yaşanabilir

 

 

-OKUL DÖNEMDE  BELİRTİLERİ;

 

Okul başarısının zekasına ve yaşına göre beklenenden düşük olması,

-Bazı konularda başarılı iken bazı konularda başarısız olması (örneğin; matematik dersi iyiyken geometriden çok başarısız olması)

-Yavaş okuma,

-Bazı harfleri yazarken ve ya okurken karıştırma (p-b, b-d, k-t, y-h, 6-9,2-5)

-Tersten yazma (ismini Ahmet yerine temhA)

-Kelimenin sonlarını uydurarak okuma,

-Okumaya karşı isteksizlik,

-Yazma ödevlerinden kaçınma,

-Yavaş yazma,

-Tahtadan ödevini geçirmekte zorlanma,

-Ödev yapmak istememe,

-Sık dört işlem hatası yapma,

-Çarpım tablosunu öğrenememe,

-Kendine göre kısa yollar üretme,

-Eldeleri unutma,

-Alfabeyi sırasıyla sayamama,

-Beden eğitiminde başarısız olma (koşma,top tutma),

-Yanlış yapmaktan korkma,

-Sağını solunu karıştırma,

– Yıl, ay, gün gibi kavramları karıştırma (hangi mevsimdeyiz denince Mayıs diye yanıt verir)

 

  • EDA NEDİR?

 

Disleksi ile ilgili  oldukça fazla kuruluş ve sivil toplum örgütü bulunmaktadır. Ab projesiyle birlikte ülkemizdede bu konuda çok fazla yenilikçi atılım olmuştur. Bu sivil toplum örgütlerinin en başında Avrupa Disleksi Birliği yani  EDA gelmektedir. EDA ; disleksi ve diğer özel öğrenme farklıkları olan insanların, bağlı oldukları ulusal ve bölgesel kuruluları bir çatı altında toplamaya çalışan/ toplayan, bir Avrupa sivil toplum örgütüdür.
Bu örgüt 1987 yılında Brüksel de, Belçika hukuk yasalarına göre ulusal disleksi örgütünün temsilcileri tarafından kar amacı gütmeyen bir çalışma olarak başlatılmıştır.Kuruluş, disleksik ve özel öğrenme gülcüğü çeken insanların sesi olmak maksadını ( amacını ) taşımaktadır.
EDA; Avrupa birliğine bağlı 21 ülkede etkili ( oy hakkı olan) 23 organizasyona sahiptir. Bunun dışında birlik dışındaki ülkelere bağlı 11 etkisiz ( oy hakkı olmayan) üyesi vardır.
Toplamda 24 ülkede 34 ulusal veya bölgesel üyeyi çatısı altında toplamaktadır.

 

  • AİLELERE YÖNELİK

 

 

Ebeveynler, özellikle anneler, çocuklarının disleksi olmasından dolayı ,duygusal olarak oldukça derinden etkilenirler.Ve çocuklarının disleksi olmasından doğan bir çok sorunla karşılaşırlar.Öncelikle bu terimin anlamı hakkında kafa karışıklığı yaşayabilir, anlamakta zorlanabilirler. Özellikle ,Türkiye’de disleksi hakkında çok fazla bir bilgi yokken.Dünyaya, disleksik bir çocuk getirdikleri için suçluluk duygusuyla acı çekebilirler.Ve belki de bu durumdan dolayı ebeveynler birbirlerini suçlayabilir. Anne – babalar ileride çocuklarının ne yapacağına, önemli sınavlarda başarılı olup, olamayacağına (Lise-üniversite giriş sınavları)dair endişe duyabilirler. Ailelerin en büyük korkusu okulda başarı gösteremeyen dislektik çocukların istenmeyen durumlara; suça veya uyuşturucuya yönelebilecekleri konusudur. Aileler, çocuklarının sorununu yeterince iyi anlamayan öğretmenlere,yöneticilere öfke ve kızgınlık duyabildikleri gibi diğer aile üyelerine de öfke gösterebilirler. Bazen çocukla ilgilenme görevi bütünüyle annelerin sorumluluğuna yıkılabilir.Bu durumda anne bu ağır yükü tek başına taşımakta zorlanacağı için kendi ruhsal yapısında da dalgalanmalar yaşayabilir ve bu durum aile ortamını kötü yönde etkiler. Doğru olan; ailede öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğun sorumluluğunu aileye eşit bir şekilde dağıtmaktır (ki bu paylaşıma kardeşler-teyzeler-aile büyükleri de dahil edilmelidir.) Okula sesini duyuramadığını düşünen ebeveynler bu durumdan dolayı acı çekebilirler.Veya okulun verdiği desteğin yetersiz kaldığını düşünebilirler. Ortaya çıkan olaylar yüzünden çocuklarının öfke, sıkıntı ve hayal kırıklığı içinde olduğunu gören ebeveynler kaygılanabilir (anksiyete). Aileler disleksi yüzünden çocuklarının günlük mücadelelerini, çektiği sıkıntıları gözlemlerken aşırı korumacı olabilir ve bu durumdan dolayı diğer aile bireylerine-arkadaşlara ve hatta okula zor anlar yaşatabilirler. Aileler çocuklarının günlük aktivitelerine, ödevlerine yardım ederken bile stres olabilir ve bu durum aile içi tartışmalara neden olabilir.  Bazen anne – babalar yavrularını çok iyi tanıdıklarını, disleksinin çocuklarını nasıl etkilediğini çok iyi bildikleri konusunda uzmanları ikna edemedikleri için de öfkelenebilirler. Dışardan yardım aldığı halde, çocuğunun durumunda herhangibir iyileşme olduğunu göremeyen anne-baba iyice umutsuzluğa kapılabilir. Uzmanlar ve öğretmenler bütün bu faktörlerin farkında olmalı ve aileye sempati ile yaklaşmalıdırlar.

Aynı zamanda da aileler kendi durumlarını çok iyi değerlendirmeli ve çok fazla duygusal davranmamalıdırlar.Araştırmaya ve çalışmalara ara vermeyip sabırla bu yolda ilerlemenin karşılığını muhakkak ve muhakkak alacaklarını da unutmamalıdırlar.

 

OKUMA GÜÇLÜĞÜNDE NASIL DESTEK VERİLMELİİDİR?

 

İlk adım okumayı öğrenmek, ikinci adım öğrenmek için okumaktır.
Yavaş okuyan çocuklara ve disleksili çocuklara çok küçük yaştan itibaren yeterli destek verilmesi gerekmekte olup, yeterli destek verilmemesi halinde bu çocukların hayatta başarılı olmaları zorlaşacaktır.

Çocuklar okumaya başaldıklarında önce heceleri okumayı öğrenirler.Sonra kelimeleri bütün halinde tanımayı ve okumayı öğrenirler.Ancak uzun ve zor kelimeleri hecelere parçalayarak okuyabilirler..

Maalesef ki dislektik bir çocuk kelimeleri otomatik olarak tanımada zorlanır.Bir kelimenin beyin tarafından otomatik olarak tanınması için kelimenin 4-10 kere görülmüş(okunmuş) olması gerekir.Ama dislektik bir çocuk için bu 40 kereye kadar çıkar.Bu nedenle devamlı okuma ile ilgili praktik yapmak gereklidir.

İlk olarak Kitabın ilgi çekici bir hikayeye sahip olması gerekir

Konu
Heyecanlı ve akıcı bir kitap seçilmeli. Sıkıcı ve çok küçük çocuklar için yazılan kitaplardan kaçının(Çocuğunuzun, yaşça küçük çocuklar için yazılan kitapları daha kolay okuyabildiğini düşünüp bu kitapları alabilirsiniz ama çocuğunuz bu kitapları bebekçe bulup okumak istemeyebilir) .Çocuğunuzun ilgi alanına uygun kitaplar seçin. Örneğin futboldan hoşlanan çocuklara bu konunun kullanıldığı hikayeler seçin. Kendinizi sadece kitaplarla sınırlı tutmayın,çocuğunuzun okumaktan hoşlanabileceği fıkra kitapları,komik dergiler,karikatür kitapları v.s. de çocuğunuzun okuma yeteneğini geliştirecektir. Yazılar ne çok büyük ne de çok küçük olmalıdır. Çok zor ve uzun kelimeler olmamalı.
Basit içerikli kitaplar seçin.Çok uzun cümleler, çok uzun paragraflar konunun anlaşılmasını engeller.Kısa ve net bir anlatımı tercih edin.
Çocuğunuzun sevdiği bir kitap bulduğunuzda aynı yazarın kitaplarını takip edin. Bu çocuğunuzun, o yazarın dilini ve anlatım tarzını kendine yakın bulduğunu gösterir.
Özellikle dislektik çocuklar, uzun hikayeleri okumaya çekinirler. Böylece daha kitabın başında 1–0 yenik başlarsınız.
Hikâyenin ve içindeki bölümlerin kısa olmasına özen gösterin.

Çocuğunuza yardım için küçük ipuçları

Çocuğunuza onun hoşlanabileceği kitaplar okuyun. Bu onun gelişimi, kelime haznesi ve doğru tonlamaları öğrenmesi için çok önemli. Bu sistem her sınıf düzeyi öğrenci için uygulanabilir.
.

Çocuğunuzla her gün 15 dakika okuma partisi düzenleyin. Çocuğunuza ve kendinize rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda birer içecek hazırlayıp aynı kitabı okuyabilir sonra üstünde tartışabilirsiniz.

Unutmayın! dislektik çocukların okuma hızı ve başarısı duygusal durumlarına göre gün be gün değişiklik gösterebilir. Böyle bir durumun üstünde çok durmayın gerekirse süreyi kısaltın.

Türkiye’de yaz tatili çok uzun! Bu yüzden tatil boyunca düzenli bir program takip etmelisiniz ve bu konuda istikrarlı olmalısınız.

Çocuğunuzun okuduğu bölüm kayıt edip sonra ona dinletin. Ve bu çalışmayı aynı bölümle birden fazla tekrar edin. Sonuçta her kaydın bir öncesin kinden daha iyi olduğunu kendi de görmüş olacak.

Sene sonunda okuduğu bütün kitaplarla birlikte onu fotoğraflayın ve evin en güzel köşesine asın! Bu onun neyi başardığının somut kanıtı olacaktır.

Her gün 10dk içinden 10dk dışından okuması için onu cesaretlendirin.Bu çalışmayı aynı bölümle tekrar edin,içinden okuduğu bölmü dışından daha kolay okuyabilecektir.

Kullanabileceğiniz Okuma Teknikleri

Sesli Okuma
Bu teknik görme ve işitmeyi aynı anda harekete geçirdiğinden çocuk daha kolay sesleri hafızaya alıyor.
Düzeltme
Çocuğunuzun, yüksek sesle okurken yanlış okuduğu veya okuyamadığı kelimeleri hemen siz söyleyin ve okuma bittiğinde okuyamadığı kelimelere tekrar dönün .
Sessiz Okuma
Çocuğunuz sessiz okuma yaparken onu kontrol etmeniz biraz daha zor olabilir. Bu yüzden okuması bittikten sonra o bölümü size anlatmasını veya sizin sorduğunuz soruları cevaplamasını isteyin.
Unutmayın ki; sessiz okuma sonucu çoğu dislektik okuduğunu daha iyi anlar.
Satırı İşaret Edin
Bir çok dislektik okuma sırasında satır karıştırabiliyor.Bu yüzden ya parmağınızla ya da bir kalem yardımı ile satırı takip edin. Bu sayede yeri kaybetmeyecek ve daha hızlı okuyabilecektir.
Alternatif Okuma Teknikleri
Eko Okuma
Önce bir satırı siz okuyun sonra çocuğunuz okusun. Çocuğunuz siz okurken parmağıyla takip etsin.Onun için kolay bölümleri bırakın ilk o okusun.
Koro Okuma
Okumayı aynı anda yapacaksınız. Çocuğunuz nasıl bir şarkının sözlerini takip ederek çok bilmediği bir şarkıyı söylüyorsa bu sistemde de sizin sesinizi takip edecek.
Okuma Tiyatrosu
Okuma bölümündeki konuşma bölümlerini sanatsal bir şekilde ifade edin. Bu okuma tekniği için kullanacağınız kitaplar daha çok konuşmaların aktarıldığı tarz kitaplar olmalı.
Ortak Okuma
Çocuklar okumaya başlarken kitaptan ürkebilirler. Bu durumda bu teknik oldukça iyidir.Siz bir paragraf veya bir sayfa okuyun sonra çocuğunuz devam etsin.
Teypten Okuma
Kasetli kitapları okumak ve kitaptan takip etmek okumayı kolaylaştırır. Maalesef Türkiye’de çok fazla kasetli kitap yok .Siz kitabı önce okuyup kayıt edebilisiniz.
Tekrar Tekrar Okuma
Aynı hafta içinde aynı hikâyeyi birden fazla okuyun. İlk okumada zaman tutun ve hikâyeyi kaç dakika da okuduğunu çocuğunuzla birlikte kayıt edin. Ve her okumada bunu yapın, son okumada hızının nasıl artacağını kendi de görecek ve bu onu cesaretlendirecektir.
Aynı Anda Okuma
1.Beraber Okuma – Çocuğunuzun hızına uyarak aynı anda, yüksek sesle okuyun. Çocuğunuz da her kelimeyi okumalıdır. Çocuğunuz 5 saniyeden fazla kelimeyi heceliyorsa hemen kelimeyi söyleyin ve beraber okumaya devam edin.
2.Yalnız Okuma- Çocuk yalnız okumayı istediğinde size masaya vurarak işaret veriyor ve siz susuyorsunuz, çocuk tek başına yüksek sesle okumaya devam ediyor. Eğer yine bir kelimede 5 sn den fazla takılırsa hemen kelimeyi söyleyin ve tekrar beraber yüksek sesle okumaya geçin. Kendi size işaret verirse tekrar onu yalnız okumaya bırakın.

UNUTMAYIN OKUMA GÜÇLÜĞÜ ÇOCUK İÇİN BİR ZORLUKTUR AMA BİR FELAKET DEĞİLDİR. ÇOCUKLARINIZA DESTEK VERİP ONLARLA BİRLİKTE ÇALIŞMANIZ BU GÜÇLÜĞÜ YENMENİZİ KOLAYLAŞTIRACAKTIR.

 

 

 

 

 

Zihinsel engelliler sınıf öğretmeni

İNCİ ER SERİNGEN

 

 

 

Kaynakça:

*www.disleksiderneği.org

*www.disleksi.blogspot.com

*www.eurosoft.com.tr