Fanus İçinde Çocuk Yetiştirmek
Acının bin bir türlü hali vardır. Haliyle acıyı yaşayanın da bunu gösterme şekli kişiden kişiye farklılık arz edecektir. Kimimiz bas bas bağırırız canımız yandığında, kimimiz sessiz çığlıklar atarız, bazen de acı çekmekten öyle çok bunalır ki insan, duygusal acısını fiziksel acıya dönüştürmeye, soyut acısına somut bir neden aramaya başlar. Çoğu zaman kendini keserek, saçlarını yolarak, kafasını duvarlara vurarak, tırnakları kanatırcasına yiyerek…
Bütün bunlar ve daha fazlası ne yazık ki çocukları da içine alan bir popülasyonda, ”kendine zarar verme” davranışı olarak tanımlanır.
Kendine zarar verme davranışıyla ilgili olarak günümüze kadar birçok tanımlama yapılmıştır. Aynı davranışı tanımlamak için birçok terimin kullanılması dil sorunlarına ve kavram kargaşasına yol açmıştır.
Kendine zarar verme davranışı (self-injury) ile ilgili tanımları gözden geçirecek olursak en önemli özellikler arasında, vücudunun belirli bölümlerine zarar vermesi, tekrarlayıcı olması, bilinçli olmaması, ölümcül olmaması, yaşamı tehdit etmemesi, ortama uyamamanın ve tahammülsüzlüğe karşın kendine yardım etmesi olarak belirtilmiştir.
Genel olarak kendine zarar verme davranışını dört ana gruba ayırabiliriz:(1)
1.Tipik kendine zarar verme davranışları: Kafa vurmak, kendine vurmak, dudak ısırmak, tırnak yemek, derisini çimdiklemek ya da tırmalamak, kendini ısırmak ve saçını yolmak.
2.Psikotik kendine zarar verme davranışları: Göz çıkarmak ve organ kesmek.
3.Kompulsif kendine zarar verme davranışları: Saç yolmak, deriyi çimdiklemek ve tırnak yemek.
4.Dürtüsel kendine zarar verme davranışları: Kendini kesmek, kendini yakmak ve kendine vurmak.
Kendine zarar verme davranışını kendini yok etmenin lokalize formu, kendisini cezalandırma
ve yalancı intihar olarak ele alan psikologların yanı sıra bu davranışın sonradan
öğrenilmiş olup hayatın zorluklarına karşı kişinin kendini koruma hissi olarak ele alan psikologlar da vardır.(1)
Kendine zarar verme davranışı en genel olarak öfkenin engellendiği durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bu duruma yaşanan fiziksel ve/ veya duygusal travmalar da eşlik eder.
Çoğumuzun ”hanımefendi, beyefendi” gibi çocuklar yetiştirmeye çalıştığı bugünlerde, öfkelenmelerine ve şiddetlerini boşaltmalarına izin verilmeyen çocukların öfkelerini kendilerine döndürebileceğini, onları rahatlatmak için onlarla ”ilgilenmenin” çok güçlü bir yöntem olduğunu, fanus içinde büyütülmeye çalışılan çocukların dikenlerini kendilerine batırmaya başlayabileceğini unutmamalıyız.
Psikolog Gaye Özmen
KAYNAKÇA:
1) Alper Aksoy, Kültigin Ögel, Kendine Zarar Verme Davranışı, Anadolu Psikiyatri Dergisi 2003; 4:226-236.