Onlar engel tanımayan anneler – Zaman Gazetesi

EMEL-KARTAL

EMEL KARTAL -ZAMAN GAZETESİ

“Yemeğimizi yedik, uyuduk, gezdik, banyo yaptık…” Son dönemlerde sağlıklı bir bebek sahibi olan annelerin bebekleriyle ilişkisini böyle anlatmasına alıştık. Engelli çocuğu olan anneler ise bu denilenleri yapmakla kalmıyor, kendi hayatından neredeyse tamamen vazgeçip çocuğunun hayatını yaşamak zorunda kalıyor.

Yaşı kaç olursa olsun her anneden çocuğu hakkında “o benim her şeyim” sözünü duyarsınız. Engelli anneleri için ise durum bunun bir adım daha ötesinde. Onlar, sağlıklı evlatları olan annelerin aşkla ve biraz da ezbere söylediği bu cümleyi hayatlarının her anında yaşıyorlar çünkü. Engelli çocuk olmak çok zor, tek başına yemek yiyemez, sokağa çıkamaz, arkadaşlarıyla oyun oynayamaz, banyoya bile gidemez. Ancak hayatının sonuna kadar bu engele kendi sahipmiş gibi yaşayan bir anne olmak da zor. Peki aynı durum babalar için de geçerli mi? Bu soruya o kadar kolay evet demek mümkün değil. Engelli çocuk babaların hayatını anneler kadar etkilemiyor. Hatta araştırmalar engelli çocuk sahibi çiftlerin daha kolay ayrılık kararı aldığını gösteriyor. Boşanmamış ailelerde de babadan çok anneler ilgileniyor çocuğuyla; mesleğinden, çevresinden, arkadaşlarından ve dışarıdaki sosyal hayattan uzaklaşıyor. Her birinin hikâyesinde yaşanmış pek çok fedakârlık olan anneler, dertlerini anlatıyor ama çocuklarının fotoğraflarının çekilmesi konusunda hassas davranıyor.

Avukat Sedef Erken, bahsettiğimiz fedakâr annelerden biri. 8 yaşındaki oğlu Ozan’ı anlatırken “Sanki o sizin bir uzvunuzmuş, bedeninizde kimsede olmayan üçüncü bir el üçüncü bir ayağınız varmış gibi, kopamazsınız, ayrılamazsınız.” diyor. Erken, 2012 yılında oğlunun eğitim hakkı için AİHM’ye başvurmuş. Dava devam ediyor. Çocuğa tanı konulduğu anda çiftlerin birbirleri ile nasıl iletişim kuracağına, çocuklarına nasıl davranacaklarına dair bir sosyal hizmet uzmanı olması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Aileler klinikten çıktıktan sonra öylece caddelere bırakılmamalı.”

Aslında Sedef Erken, destek almadan durumu kendi kendine göğüsleyenlerden. Engelli bir çocuk sahibi olmanın hayatını nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Sigara bağımlısı bir insandım ama iki aydır içmiyorum. Çünkü hukuk bürosunu eve taşıyacağım ve evde oğlum var. Beni bu bağımlılıktan kurtaracak tek şey o olabilirdi. Zaten disiplinli bir insandım ama bununla birlikte daha da disiplinli oldum.” Eşinden ayrılan Erken, kadına sürekli atfedilen ‘güçlü, dayanıklı’ sıfatlarından da rahatsız: “Türkiye’de yalancı bir algı var ve sanki bilinçli yaratılmış gibi. Kadın güçlüdür, kadın altından kalkar. Desteğe ihtiyacı yok. Bunlar doğru değil.”

Engelli çocuk sahibi çiftler daha sık boşanıyor

PARIN-YAKUPYANParin Yakupyan, otizmli çocukların eğitimi ile ilgilenen Algı Eğitim Merkezi’nin kurucu ortaklarından biri. Kendisi de bir otizmli çocuk annesi. Çocuğunu yıllarca doktorlardan eğitim merkezlerine kadar götürmedik yer bırakmayan Yakupyan, bir gün bu konuya o kadar vâkıf olduğunu fark ediyor ki kariyerini sonlandırıp yeni bir başlangıç gerçekleştiriyor. Ve şu an müdürlüğünü yaptığı eğitim merkezini kuruyor. Pek çok aileye göre onlarda baba daha çok işin içinde imiş. Ancak Yakupyan’ın merkeze gelen ailelerde gözlemlediği şey genelde çocuğa böyle bir tanı konulduğunda ailelerin dağıldığı. Erkeğin duygusal olarak daha çabuk çöktüğünü söylüyor. Yakupyan’ın eşi de çocuğun eğitim hayatında hiçbir şekilde yokmuş. “Doktor olduğu halde doktorlarla bile ben iletişim kuruyorum.” deyip ekliyor: “Biliyorum o bunu yapamaz ve ben onu ne kadar içine çekersem daha olumsuz etkilenecek. Aslında bu benim tercihim. Onu tanıdığım için onu bunun dışında tutmaya çalışıyorum.”

30 yaşındaki Hande Berkman da bir engelli annesi ve çocuğunun bakımında kendi annesinden destek alıyor. “Aslında bu sorunlar tamamen annelerin merhameti ekseninde dönüyor. Babalar hiç ortada yok. Ya anneler ya da anneanneler devrede. Ben çocuğuma merhamet ediyorum annem de kendi çocuğuna.” Geçen yıl ekim ayında eşinden ayrılan Berkman, eşinden sadece maddi destek alıyor. Ve Berkman, babaların engelli çocuk sahibi olmaya verdikleri refleksi ise şöyle yorumluyor: “Belki erkeklerin duygusal yapılarının farklılığından, birçoğu durumu anlamayı bırakın engeli bile kabul etmekte zorlanıyorlar. Babalar genelde kaçmayı tercih ediyorlar kabul etmemekle birlikte. Nasıl olsa anneleri var diye düşünüyorlar.” Berkman’ın eşi de kendisine aynen şu cümleyi kurmuş: “Ben maddi olarak her türlü desteği yaparım ama anne olarak senin ilgilenmen daha mantıklı.” Berkman da haliyle “Bu çocuğu kendi başıma yapmadım.” diyor.

Hande Berkman, sık sık çocuğunun sorumluluğundan kaçmadığını söyleyerek onun her şeyden önemli olduğunu vurguluyor. Ama ona göre çocuğunun eğitimden de daha çok ihtiyacı olan şey sevgi ve çocuğu baba sevgisi olmadan büyüyor.

HARUN-MISIRLIOGLU

Otizm’li Dergisi’nin kurucusu  Harun Mısırlı, oğluyla.

‘Biliyorum ben istisna bir babayım’

Parmakla sayılacak kadar da olsa istisna arz eden babalar da var. Harun Mısırlı, Otizm’li Dergisi kurucusu ve bir otizmli çocuk babası. Zaten kendisi de kabul ediyor babalar arasında istisna olduğunu. Mısırlı’ya göre böyle bir durum olduğunda ilk fedakârlığı yapan anneler oluyor. Bunun bir kariyer kıyaslaması sonunda gerçekleştiğini düşünen Mısırlı, “Kim daha çok kazanıyorsa ya da kariyeri daha iyi ise o iş hayatına devam ediyor.” diyor. Mısırlı, en azından babaların eşlerinin sıkıntılarını dinleyip, dışarıda çalışmanın tek görevleri olmadığını bilmeleri gerektiğini düşünüyor. Erkeklerin yapısı gereği çevrenin etkisiyle bu durumu kabul etmediğini söyleyen Mısırlı, çözümün babadan ziyade çiftin tüm çevresi ve ailesinde aranması gerektiğini düşünüyor. Her gün gazetelerde kadınlara yönelik şiddet haberlerinin olduğu bir ülkede zaten kadının durumunun çok zor olduğunu belirten Harun Mısırlı, “Bir de böyle bir çocuğa sahip bir anneyi anlamaya çalışmak lüks mü?” diye soruyor.

 

Engelli anneleri ne ister?

SEDEF-ERKEN

Avukat Sedef Erken ve 8 yaşındaki oğlu Ozan.

Sedef Erken: “Ne istersem olmayacağını bildiğim için hiçbir şey isteyemiyorum. Sadece onlara ihtiyacımız olduğunu bilmelerini istiyorum. Allah dağına göre kar verir diyorlar. Ama o karın altındaki zannettikleri dağın ben olmadığını anlamalarını istiyorum.”

Parin Yakupyan:”Ben her türlü desteği ailemden alıyorum. Ama toplumdan şunu istiyorum: ‘Çocuğumun farklılığını göz ardı etmeleri çok mu zor?’ Otobüste, metroda, sokaklarda rahatsız edici bakışlar olmasa…”

Hande Berkman: “İnsanlardan en çok saygı duymalarını bekliyorum. Empati istiyorum. Daha geçenlerde engelli bir çocuk otobüste sürekli düğmeye basıyordu ve şoför rahatsız olup anneye ‘Çocuğunu al, in.’ dedi. Şoför in demese, yolcular bu duruma itiraz etse olmaz mı?”

Babalara, onlara ihtiyaç duyulduğu hissettirilmeli

Toplumdaki kadının aile içindeki rol algısı belirleyici bir etken. Erkek dışarıda çalışır para kazanır, kadın içeride evi idare eder yaklaşımı bu konuda da kendini gösteriyor. Anne ve çocuk arasında organik bir bağ var. Baba rolü daha çok öğrenilmiş bir rol. Dolayısıyla babaların çocuklarıyla kurdukları ilişkide yetiştikleri kültürün etkileri ve kişilik özellikleri önemli birer etken. Ayrıca bazen anneler tüm sorumluluğu yüklendikleri için babalar kendilerine ihtiyaç duyulmadığını düşünebiliyorlar. Böyle durumlarda onlara da sorumluluk alanı bırakılmalı ve ihtiyaç duyulduğu hissettirilmeli. Ekonomik etkenleri de işin ayrı bir boyutu. Çocukların doktor muayeneleri, eğitim, çeşitli terapi ve tedavi masrafları için Türkiye şartlarında oldukça yüklü bir bütçe ayırmak gerekiyor. Ailenin gelirini sağlayan biri/birileri olmalı ki masraflar karşılanabilsin. Bazı babalar görev paylaşımında kendini ekonomik yükü taşıyan taraf olarak görerek diğer sorumlulukları anneye bırakabiliyor. Annelerin en çok kendilerine zaman ayırmaya ve nefes almaya ihtiyaçları var. Hobilerine, kendi kişisel ihtiyaçlarına vakit ayırabilmelerine ve tabii ki sosyal desteğe… Yakınları ve sokaktaki insanlar tarafından anlaşılmaya…

ÖZEL HABER

EMEL KARTAL – ZAMAN GAZETESİ

28 Mart 2015, Cumartesi

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü – Bakırköy Gazetesi

2-Nisan-Dünya-Otizm-Farkındalik-Günü2 Nisan Dünya Otizm farkındalık günü yaklaşırken Mecidiyeköy’de bulunan Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden Okul Öncesi Öğretmeni Emine ENGİN’in misafiri olduk. Röportaj teklifimizi kabul eden, Emine ENGİN bize Otizm ve ailelerin yaşadığı durumu anlattı.

Mesleğiniz/branşınız nedir?
Okul Öncesi öğretmeniyim

Kaç yıldır bu alanda görev yapıyorsunuz?
5 yıldır bu alandayım. Bu alandan önce devlet okullarının ana sınıflarında on sene görev yaptım. Görev yaptığım süre içinde birçok öğrenci ana sınıfından birinci sınıfa geçti. Bu öğrenciler geldiklerinde birer ana kuzusu olarak geliyor ve sonrasında temel eğitimi alıp, birer birey olarak üst sınıfa kayıt yaptırıyor. Çocuklara okul öncesi eğitimi verirken, öğretmen özel eğitim gibi fazla zorlanmaz. Çünkü gelen çocuklar sizi anlayabilecek düzeydedir. Siz onlara sınıf içi kuralları, arkadaş ilişkilerini, oyun oynamayı, kendine güven duymayı vb. öğretirsiniz. Bu arada öğretmen zorlanmaz mı? Zorlanır. Kalabalık bir sınıf olursa, davranış sorunları olan çocuklarda varsa.

Oysa özel eğitim böyle mi? Çok farklı. Çocuklarda farklı tanılar, farklı davranış sorunları, farklı sendromlar bunun yanında birde psikolojisi bozulmuş aileler. Hepsiyle ilgili araştırma yapmalısınız. Bilgi sahibi olmalısınız, çok okumalısınız. Sorunlara nasıl yaklaşacağınızı bilmelisiniz. Bu alanda kalmamın en önemli sebebi, özel çocuklar için bir şeyler yapabildiğimi görmek oldu. Normal gelişen bir çocuk için küçük olan bir gelişme, özel çocuk ve ailesi için çok büyük oluyor. Bir şeyler öğretmenin beni çok çok mutlu ettiğini, yaşanan duyguları gördükçe anladım. Farklı çocuklarla çalışmak, onlara faydalı olmak, onlar için bir şeyler yapmak benim için ifade edilemez bir duygu. Öğrencilerimin hepsini çok seviyorum.

Otizm Nedir?
Sosyal, bilişsel, fiziksel, dil gelişimi ve öz bakım becerilerinde 0-36 aydan başlayan gelişim geriliği olarak nitelendirilebilir.

Otizm Eğitimleri Nelerdir?
Otizmli bir çocuğun bütün gelişim alanlarında desteklenmesi gerekmektedir. Bu gelişim alanları ’’sosyal- duyusal- dil- öz bakım- ve bilişsel’dir. Çocuğa destek eğitim verilirken öncelikle bilişsel becerilerin gelişmesi gereklidir. Çünkü bilişsel beceriler otizmli bir çocuğun öğrenmesi gereken temeli baz alır. Bunlar algı -yönerge- taklit-eşleme – oyun- nesne- karşıtlıklar ve boyama becerileridir. Okula giden çocuklara da akademik eğitim verilir. Özel çocuklarımızda çeşitli davranış sorunları ve duygusal tepkiler olabiliyor. Biz bunları da çözümlemeye çalışıyoruz. Davranışı ele alırken öncesinde neler oldu, aile nasıl tepki verdi ve çocuğun tepkisi ne oldu. Bununla ilgili aileye tutacakları bir davranış gözlem formu veriyoruz. Aile bir-iki hafta gözlem formunu dolduruyor. Sonrasında aileyle birlikte bir plan hazırlayarak davranış sorunlarının ortadan kalkmasına yardımcı oluyoruz. Bu sorunlara örnek vermek gerekirse, sese duyarlılık, nedensiz gülme-ağlama, öfke nöbetleri, yaşanılan ortamda yapılan değişiklikler, ( ev-okul ortamı ) , ergenlik, ailenin farklı tutumu, yanlış kullanılan pekiştireçler de bunlardan bazıları.
Özel öğrencileriniz ile ilk karşılaştığınızda neler hissettiniz?
İlk karşılaştığımda önce üzülüyorum. Onların çaresiz, korumasız, etrafından bi haber, kanatsız bir melek olduklarını düşünüyorum. Çünkü o kadar güzeller ki

Özel çocukların aileleri neler yaşıyor?
Neler yaşamıyor ki. Çaresizlik, üzüntü, çöküntü, neden biz? Bunun gibi ardı ardına bitmek bilmeyen soruları kendilerine sorup duruyorlar. Cevap bulmaya çalışıyorlar. Bir de bunun üzerine çevrenin farklı gözle baktığını ve çocuklarının kabul edilmediklerini görünce üzüntünün boyutunu siz anlayın.

Tam da ailelerin yaşadığı sorunlardan söz ederken; psikolojik ve eğitsel olarak nasıl bir süreçten geçtiklerine de değinebilir misiniz?
Bu süreçte aileler zaten psikolojik olarak çok büyük çöküntü yaşıyorlar. Bununla mücadele etmeleri çok zorlaşıyor. Bu durumda psikolojik destek almaları gerekiyor. Bu tanıyla mücadele etmek yıpratıcı olduğu için kesinlikle destek almaları ve sorunlarını güvendikleri birileriyle paylaşmaları gerekiyor. ‘’Benim çevremdeki insanlar beni anlamıyor’’, diyorlarsa bunu çocuklarının özel eğitim öğretmenleriyle paylaşsınlar. Ailenin psikolojik durumunun iyi olması eğitim açısından çok önemlidir. Bana göre anne baba çocuğunun aynası gibidir. Çocuk anne babayı nasıl görüyorsa tepkisi de öyle olabilir.

Eğitsel olarak; Çocuk ailesiyle birlikte bize RAM’dan özel eğitim planı alarak gelir. Ama bunun öncesin de ‘’ tanı alma ve sağlık raporu’’ çıkartma da var. Biz RAM raporundaki çocukla ilgili bilgileri değerlendiririz. Eğitim performansını ve amaçları dikkate alarak, çocukla bir yılda çalışılacak kazanımları seçeriz. Burada önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Eğitimci önce çocuğu ailesinden dinlemeli ve iyi bir gözlem yaparak kendi değerlendirmeli, çocuğun yetersiz olduğu beceri alanlarını belirlemeli, daha sonra da bunu aileyle de paylaşmalıdır. Evde desteklemeleri gereken durumları da anlatırız. Burada aile kesinlikle eğitime destek olmak zorundadır. Çünkü devlet çocuklara aylık sekiz saat bireysel, dört saatte grup eğitimi veriyor. Biz sınırlı sürede aileye eğitimde rehberlik yaparak, çocuklarıyla iletişim kuracaklarını, nasıl çalışmalar yapacaklarını, yaşadıkları sorunlar karşısında nasıl davranmaları gerektiğini gösteriyoruz. Aile evde desteklemeyi sürdürürse, eğitimcinin dediklerini yaparsa çocuktaki gelişmeler olumlu olur. Otizm ve diğer özel çocuklarda küçük yaşta ve yoğun eğitime başlama çok önemlidir. Çünkü çocuktaki gelişmeleri hızlı görebilirsiniz. Çocuk yoğun eğitimle ve aile işbirliğiyle daha iyi düzeye gelir.

Bir eğitimci olarak sizce Özel Çocukların aileleri ile nasıl iletişim kurulmalı?
Özel çocukların aileleri ile eğitimci sürekli iletişim halinde olmalı. Kesin yargılı ifadeler yerine, özenli ve ailenin anlayacağı seçilmiş ifadeler kullanılmalı. Aileyle empati kurarak konuşmak burada çok önemli. Aileleri anladığımızı, çocukları için bir şeyler yapabildiğimizi göstermek zorundayız. Açıkçası güvenlerini kazanmalıyız. Onları eğitimin içine katmalıyız. Ailelere nasıl çalıştığımızı gösterip, bunu evde yapmalarını sağlamalıyız. Bunun içinde sık sık konuşmalı bilgi vermeliyiz. Çocukta olan gelişmeleri aileyle paylaşıp, göstermeliyiz. Eğitimci ailelerin ilgi ve beklentileri doğrultusunda destek olmalı ve her ailenin farklı beklentiler içerisinde olduğunu unutmamalı. Ben özel çocuğu ve ailesini, kendimi ve kurumu bir aile olarak gördüğüm den, ailemize yeni biri katıldı diye düşünüyorum. Bu yolda ilerliyorum.

Özel çocuklar için nasıl bir beklenti süreci oluşturulmalı?
Öncelikle ailelere bu sürecin uzun olduğu anlatılmalı ve alıştırılmalı. Ailelere neyle savaşmaları gerektiği, çocuğun gelişim sürecindeki inişleri- çıkışları yazılı- sözlü anlatımlarla gösterilmeli. Eğitimin özel çocuklar üzerindeki etkisi ve devamlılığı konuşularak aileye açık olunmalı. Ne gereğinden fazla umut verilmeli ne de umutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşatılmalı.

Özel çocukların topluma kazandırılması için nasıl bir yol izlenmeli?
Burada aileye büyük iş düşmektedir. Çünkü özel çocuk bir gününü ailesinin yanında geçirmektedir. Öncelikle aile çocuğunu kabul etmeli, kendi sosyal ve toplumsal hayatının içine sokmalıdır. Örnek doğum günleri kutlamaları, birlikte dışarıda yemek yeme, alış-veriş yapma, sinemaya gitme gibi eylemleri sürdürmelidir. Bunun yanında aileler çocuklarına kesinlikle sorumluluk vermelidir. Asla çocuklarının yapamayacaklarını düşünmemeli, onlara fırsat tanımalıdır. Her şey ailede başlar. Bunu aileler unutmamalı. Önce özel çocuğumuzu biz kabul edeceğiz sonra topluma kabul ettireceğiz.

Biliyorsunuz ki Nisan ayında otizm farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. Otizm ve farkındalık ile ilgili son olarak bize ne diyebilir siniz?
Otizm o kadar geniş bir yelpazeye sahip ki konuşulacak çok şey var. Biz sadece işin görünen bir bölümünden bahsettik. Ama insanlar unutmamalı ki otizm içimizde, ailemizde, çevremizde. Bu çocuklarımız için elimizden geleni millet olarak, devlet olarak yerine getirmeliyiz. Bunu bir aya değil genele yaymalıyız. Özel çocuklarımızı hayatın içinden uzaklaştırılmamalıyız. Biz diğer çocuklardan farklı değiliz. Sadece daha çok ilgiye desteğe ihtiyacımız var.

EMİNE ENGİN

Bakırköy Gazetesi – Röportaj: Ercan KÜÇÜK

‘Jean Miro İstanbul’da’ sergisinde bugün çocuklar için özel bir gün

Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde eğitim gören otizmli ve aspergerli özel çocuklar, bugün ‘kadınlar, kuşlar ve yıldızların ressamı’ olarak bilinen İspanyol sanatçı Joan Miro’nun eserleriyle tanışacak. Geçen hafta Tophane-i Amire binasında açılan ‘Jean Miro İstanbul’da’ sergisini gezecek olan özel çocuklar, ünlü ressamın masalsı dünyasına konuk olacaklar. Çocukların gezisi için bir de özel atölye düzenlenecek. Çocuklar, daha sonra sergi alanında oluşturulan özel alanda Miro’nun eserlerini boyayacaklar ve duvar resimleri yapacaklar.

“Neşeli çimenler, gülen bulutlur”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) ev sahipliğinde Kült işbirliğiyle düzenlenen ‘Jean Miró İstanbul’da sergisinin dünkü konukları farklı gelişim gösteren çocuklardı. Tophane-i Amire binasında açılan sergide çocuklar, ünlü ressamın “masalsı, çocuksu, heyecanlı, umutlu, sevinçli, neşeli” dünyasını tanıdılar. Çocuklar, daha sonra sergi alanında oluşturulan atölyede Miro’nun eserlerinden esinlenerek resimler yaptılar. Uzmanların gözetiminde resimler yapan çocuklar, kağıtlara “neşeli çimenler”, “sevinen kalp”, “gülen bulutlar” resmettiler. En çok maviyi sevdiklerini söyleyen çocuklar, Miro’nun eserlerindeki kırmızıyı da sayfaya eklemeyi unutmadılar.

Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi kurucularından Parin Yakupyan, farklı gelişim gösteren bazı çocukların resime ve müziğe karşı yeteneklerinin diğer sosyal becerilerine göre çok daha gelişkin olduğunu vurgulayarak, “Bu çocuklarımızın yeteneklerinin üzerine daha da eğilmelerini sağlıyoruz. Bu sergide de Miro’nun nasıl algıladıkları, hayal dünyalarında ne canlandırdıkları bizim için çok önemli… Sergiyi gezdikten sonra yaptıkları resimlere de kendi hayallerine aktarıyorlar. ” dedi.

“Biz de varız”

Yakupyan, farklı gelişim gösteren çocukların da diğer çocukların katıldığı her tür sosyal etkinlik içinde yer almasına büyük önem verdiklerinin altını çizerek şöyle devam etti:

“Bizim çocuklarımızın iç dünyaları çok zengin… Onlar da normal gelişim gösteren diğer yaşıtlarının katıldığı her tür etkinliğe katılabilirler.  Tiyatroda, sinemada, sergide ve sosyal hayatın her alanında varolabilmeleri için çabalıyoruz. Biz de varız diyebilmek adına bu tür ortamlarda bulunmaları bizim için çok önemli.”

Yayınlanan Adresler:

http://gundem.milliyet.com.tr/-ozel-cocuklar-miro-yla-tanisiyor/gundem/detay/1797290/default.htm?ref=OtherNews

http://haberler.geliyoo.com/default/ozel-cocuklar-miroyla-tanisiyor

http://www.yurtgundemi.com/ozel-cocuklar-miro-yla-tanisiyor-haberi-6351482.htm

http://article.wn.com/view/2013/11/25/ozel_cocuklar_Miro_yla_tan_s_yor/#/related_news

http://haberdeppo.com/

http://www.haberm.com/milliyet/gundem/ozel-cocuklar-miroyla-tanisiyor.html

http://www.saglikordusu.com/haberler/jean-miro-istanbulda-sergisinde-bugun-cocuklar-icin-ozel-bir-gun/

http://www.kisahaber.net/123/%C3%B6zel-%C3%A7ocuklar-mir%C3%B3yla-tan%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1

Lale Cup ITF Women’s Circuit Turnuvası Büyük Heyecanla Devam Ediyor – Nisan 2013

8173İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Spor A.Ş, Türkiye Tenis Federasyonu ve ÖZDİLEK’in katkılarıyla organize ettiği Uluslararası Lale Cup ITF Womens Circuit turnuvası ikinci gün maçları tamamlandı.

İstanbul’un en güzel parklarından biri olan Göztepe Parkı içindeki Gülbahçe Tesisleri bu büyük turnuva için kapılarını Lale Cup ile birlikte İstanbulluların hizmetine açmış oldu.

Turnuvanın 2. Günün de  sonuçlar ekteki belgede yer almaktadır.

Bu arada 23 Nisan Salı günü Lale Kupası etkinlik kapsamında,  Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nden özel otizmli çocuklarımızın katılacağı bir organizasyon yapılacak.Çocuklar yabancı ve Türk tenisçilerle bir araya gelerek tenis oynayacaklar. Organizasyon 14.00-16.00 saatleri arasında olacak.

Yayınlanan Kaynaklar:

http://www.aktuelgazete.com/haber/lale-cup-itf-womens-circuit-turnuvasi-buyuk-heyecanla-devam-ediyor-8173.html

http://www.dunya.com//unlu-tenisciler-goztepe-parkinda-ders-verecek–189352h.htm

http://www.magazinoteli.com/news.php?n_id=49382

http://www.turkiyehaberajansi.com/haberdetay/61990/Milli-Tenisçiler-Ã?zel-Ã?ocuklara-Tenis-Ã?Ä?retti

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=412750&kn=17&ka=4&kb=17

http://www.sivridilli.com/haber/milli-tenisciler-ozel-cocuklara-tenis-ogretti/20276/

http://www.anadoludahaber.com/?mxz=haber&hid=8612

http://www.bafrahaber.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-ders-273812-haber–59181.html

http://www.bafravip.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-45914h.htm

http://www.gundembursa.com/haber/47744/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-ders

http://www.haber3.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-haberi-1923835h.htm

http://haberciniz.biz/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-2003286h.htm

http://www.haberexen.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-288552h.htm

http://www.haberinozu.com/spor/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-h209821.html

http://www.iha.com.tr/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-ders-273812-haber

http://www.ilovekonya.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-39105h.htm

http://www.internethaberi.com/spor/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-h73884.html

http://www.konyarehberi.net/haber/4681/milli-tenisciler-ozel-cocuklara-tenis-ogretti-4681.html

http://www.marasgundem.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-452687h.htm

http://www.ogunhaber.com/haber/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-haberi-138407h.html

http://www.rizedeyiz.com/Haber/Milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-ders.html

http://www.sondakika.com/haber/haber-milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi-4557016/

http://www.tarim2023.com/milli-teniscilerden-ozel-cocuklara-tenis-dersi.682736

http://www.anadoluyakasi.net/spor/2013/04/25/milli-tenisciler-goztepe-60-yil-parkinda/

http://www.haberistanbul.org/milli-tenisciler-goztepe-60-yil-parkinda.html

http://www.kadikoylife.com/MILLI_TENISCILER_GOZTEPE_60_YL_PARKNDA/3684

 

Otizmin İç Sesi : Birsen Başar – Nisan 2013

otizmin-ic-sesi-birsen-basar-4520792_1893_oHollanda’da doğan ve ancak 21 yaşındayken otizm teşhisi konulan Birsen Başar, otizmlilerin çok daha net konuştuğunu ancak bunun yadırgandığını söyledi.

Hollanda’da doğan ve ancak 21 yaşındayken otizm teşhisi konulan Birsen Başar, otizmlilerin çok daha net konuştuğunu ancak bunun yadırgandığını söyleyerek, “Sizler daha dolambaçlı davranıyorsunuz. Olduğunuz gibi olsanız dünya daha güzel bir yer olur” dedi.

21 yaşında aldığı otizm teşhisinden sonra hayatı boyunca yaşadığı iletişim ve davranış sorunlarının nedenlerini keşfeden Birsen Başar, hayatı ve insanları algılayışındaki farklılıkları anlatabilecek beceriye sahip, yüksek işlevli yetişkin bir otizmli olarak dikkat çekiyor.

Nisan Dünya Otizm Farkındalık Ayı’nda Türkiye genelinde farklı etkinliklere katılacak olan Birsen Başar, 12 Nisan Cuma günü Algı Özel Eğitim Merkezi işbirliğinde “Otizmi Fark Et, Yaşamı Paylaş!” kampanyası dahilinde otizmden etkilenen çocukların aileleri ile tüm otizm dostlarının katıldığı bir söyleşi gerçekleştirdi. Otizmlilerin ailelerinin sorularını da yanıtlayan Başar, okul döneminde sınıf arkadaşlarının da öğretmenlerinin de kendisini dışladığını belirterek, “Otizm teşhisi konduktan sonra durum değişmedi. Yine aralarına almadılar. Bu duruma çok üzüldüm. Sürekli yalnız kalıyordum” dedi. Önüne hedefler koyduğunu ve bunları gerçekleştirmek için kendini zorladığını anlatan Başar, Türkiye’de otizmli olan gençlerin konuşmadığı yönündeki eleştilere de “Konuşsalar, ortaya çıksalar ne olacak ki… Aranıza alacak mısınız?” diye karşılık verdi.
Birsen Başar, otizmlilerin her zaman daha net konuştuğunu, yalan söylemediğini vurgulayarak, “Sizler daha dolambaçlı davranıyorsunuz. Olduğunuz gibi olsanız dünya daha güzel bir yer olur… İnsanları kırmamak için yalan söylemek zorunda değilsiniz” diye konuştu.
Başar, Türkiye’de otizmlilerin eğitimine yönelik bir merkez açmayı hedeflediğini vurguladı.

Birsen Başar’ın hikayesi, otizmin iç sesi…
Birsen Başar, 4 Ocak 1986’da öğretmen bir baba ve ev hanımı annenin ilk çocuğu olarak Breda, Hollanda’da dünyaya geldi. Lise öğrenimini 2003’te tamamlayan Birsen, 2007 yılında Ekonomi, Hukuk ve İşletme dallarında üniversiteyi bitirdi. Ortaokul ve lise çağlarında, sosyal yaşama uyum sorunları yaşayan Birsen, diğer öğrenciler ile iletişim kuramadığı için teneffüslerde yalnız kaldı, sırasında hep yalnız oturdu. Ailesinin desteğiyle eğitimini sürdüren Birsen’in akademik başarısı, iletişim problemlerini dengelemesini sağlasa da, okul dışında kalan boş zamanları da hep arkadaşsız geçti. Değişikliklere gösterdiği tepki nedeniyle, tatillerde Türkiye’de geçirdiği dönemler de zorluklar içeriyordu.

İlk kez 12 yaşında aile hekimine okuldaki sosyalleşme problemleri nedeniyle başvuran Birsen, sorularına yanıt bulamadı. Daha sonraki yıllarda okulunun da yönlendirmesi ile farklı kurumlar ve psikiyatristler ile görüşen Birsen’in durumu uzmanlar tarafından göçmen bir ailenin çocuğu olduğu için iletişim kuramama, şımarıklık gibi nedenlere bağlandı, ancak o yaşlarda aldığı grup terapilerine rağmen Birsen’in sorunları hiç tükenmedi. Ta ki 21 yaşında, 2007 Haziran ayında otizm teşhisini alana dek…

Otizm teşhisi sonrasında kendisi gibi otizmliler ile tanışan Birsen, teşhisten sonraki süreçte kendisini “daha iyi anlamaya başladığını ifade ediyor. Türkiye’deki otizmli gençler ile tanışmak için, internet üzerinden otizmli çocuk aileleri ile bağlantı kursa da, başlangıçta kendisini ifade eden yetişkin bir otizmliye alışkın olmayan aileler tarafından çoğunlukla yanlış anlaşıldı.
Otizm farkındalığını artırmak için Hollanda ve Türkiye’de seminerler veren Birsen Başar’ın 2010’da Hollanda, Belçika ve Türkiye’de yayınlanan ilk kitabı “Ben de Artık Fark Edilmek İstiyorum”un ardından ikinci kitabı Nisan ayında kitapevlerinde yerini alacak. Dünyada nadir görülen örnekler gibi otizmin iç dünyasını yazarak anlatan Birsen Başar, 4 dil biliyor, yaşadığı kentin belediyesinde çalışıyor ve aldığı eğitim sayesinde kendi günlük hayatını sürdürme yetisine sahip.
Birsen, 2009’dan bu yana otizm farkındalığını artırmak için farklı ülkelerde yüzün üzerinde seminerler gerçekleştirdi. Bu yıl 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde Hollanda’da yayınlanan kendi hayatından kesitler anlatan belgeseli “Birsen” beğeni topluyor. Nisan sonunda ikinci kitabı Türkiye’de İlkim Ozan Yayınları tarafından yayınlanacak olan Birsen’in arzusu, otizmin sesini duyurmak için belgeselinin Türk TV kanallarından birinde de yayınlanması.
10-21 Nisan tarihleri arasında Türkiye’de otizm etkinliklerine katılacak olan Birsen Başar, Istanbul dışında Ankara, Kastamonu, Samsun ve Trabzon’da ailelere ve otizmi merak edenlere sunumlar gerçekleştirecek.

“Birsen” Belgeseli kısa özeti için http://www.youtube.com/watch?v=IdrkyiC7MRk

ALGI ÖZEL EĞİTİM MERKEZİ 

Dr. Garbis Yakupyan ve finans uzmanı Parin Yakupyan, 2000 yılında doğan ikizlerinden Garen’e otizm teşhisi konmasıyla birlikte bildikleri ama çok da farkında olmadıkları otizmle tanıştılar. Oğullarının eğitim sürecinde yaşadıkları güçlükler ve belirsizlikler onları bir özel eğitim merkezi açmaya yöneltti. 2007 yılında Mecidiyeköy’de Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kurdular. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı merkezde sadece otizmliler değil, özel gereksinimli tüm bireylere hizmet vermeye başladılar. Bu süreçte, bizzat kendilerinin de katıldıkları eğitimlerde, seminerlerde, bu alanda uzmanlaşmış akademisyenlerin aktarımlarından otizmin tek tedavi yolunun yoğun eğitim olduğunu öğrendiler. Amerika’da çok uzun yıllardır yoğun olarak kullanılan Uygulamalı Davranış Analizi (Applied Behavior Analysis-ABA) yöntemini Türkiye’de en doğru kullanan merkezlerden biri haline geldiler. Amerika’da bu alandaki sayılı uzmanlardan olan Nicky Nükte Altıkulaç’ın süpervizörlüğünde oluşturulan programlar doğrultusunda yoğun ve kişiye özel eğitim uygulayabilecek terapistler yetiştirdiler. Bir yandan da bir dizi seminer, sergi, tiyatro gibi etkinliklerle otizmde farkındalık yaratmak için çabalamaya devam ediyorlar.

www.algiozelegitim.com.tr

Neden “Otizmi fark et, yaşamı paylaş!” diyoruz?
Son yıllarda giderek artan otizm farkındalık kampanyaları, otizmin daha fazla bilinmesi sağladı, ancak farkındalık, otizmli bireyler için sosyal hayat ve haklar açısından pek fazla değişiklik sağlamadı. Evet, otizmin farkındayız, son yıllarda giderek çoğaldığını biliyoruz ama ne yapıyoruz otizmin sorunlarını çözmek için?
Otizmli bireylerin sorunları sayıları arttıkça, gün geçtikçe büyüyor. Artık, farkında olmanın bir adım ötesine geçip, sorunlarına ve çözümlerine odaklanmamız gerekiyor. Otizmli bireylerin hayata katılabilmeleri için, toplumun geri kalanının ayrımcılıktan uzak durarak yaşamı paylaşmayı öğrenmesi gerekiyor.
FELSEBİYAT Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Arda Özgüven ile otizm aktivisti M. İrem Afşin’in Proje EşKoordinatörlüğü’nde gönüllü bir ekip ile sosyal mecrada düzenlenen 2013 Nisan Otizm Kampanyası, bu bakış açısıyla, “otizmin farkındaysanız, o zaman bizimle yaşamı paylaşın” üzerine konumlandırıldı. Otizmle ilgili herhangi bir sivil toplum kuruluşunu temsil etmeyen kampanya, katılmak isteyen herkese Nisan süresince açık.

“Çünkü yaşamı paylaşmak, sorunları da paylaşmaktır!” mottosuyla yola çıkan kampanya bünyesinde kampanya mesajlarını içeren viral film, Twitterhashtag/etiket çalışması #otizmifarketyasamipaylas, halen 110 blogun katıldığı #2NisanOtizmOrtakYayın projesi ile farklı görsel çalışmalar ve Nisan ayı boyunca sürecek etkinlikler yer alıyor.

Yayınlanan Adresler:

http://www.haberler.com/otizmin-ic-sesi-birsen-basar-4520792-haberi/

http://www.sondakika.com/haber/haber-otizmin-ic-sesi-birsen-basar-4520792/

http://www.yasadikca.com/otizmin-ic-sesi-16162

 

Farklı Çocuklardan Özel Gösteri – Nisan 2013

Ozel_cocuklarBirleşmiş Milletler tarafından “Otizmde Farkındalık Ayı” ilan edilen nisan ayında özel çocuklar fark yarattı. Sevilen sanatçı Gökhan Tepe’nin de destek verdiği özel çocuklar, dans gösterileri ve tiyatro oyunu sahnelediler. 

Anadolu’da Haber Ajansı (an-ha) muhabirinin edindiği bilgiye göre, Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi tarafından Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde düzenlenen etkinliği yaklaşık 200 kişi izledi. Etkinliğin açılış konuşmasını aynı zamanda otizmli bir genç annesi olan, Algı Özel Eğitim Merkezi kurucularından Parin Yakupyan yaptı. Yakupyan, otizmlilerin özürlü değil sadece farklı olduğunu vurgulayarak, “Okulda, sokakta, tiyatroda, sinemada her zaman çocuklarımızdan rahatsız oluyor… Sokakta ağlayan, hırçınlık yapan bir çocuk gördüğünüzde annesini suçlamadan önce bir düşünün. O çocuk, otizmli olabilir ve sadece çevrisini sizden farklı algıladığı için rahatsız olmuş olabilir” dedi.

Konuşmanın ardından çocuklar şiirler okudu, dans gösterileri, müzik dinletileri sundular, anne-çocuk ilişkisini anlatan mini bir tiyatro gösterisi sahnelediler. Etkinliğin sonunda çocuklar birlikte halay çektiler.

Etkinliği izleyen sanatçı Gökhan Tepe de çıkışta yaptığı açıklamada, kendisinin de otizmle ilgili birçok şey öğrendiğini ve artık farkındalığının arttığını söyledi.

Yayınlanan Adresler:

http://www.anadoludahaber.com/?mxz=haber&hid=8483

http://www.konyarehberi.net/haber/4536/farkli-cocuklardan-ozel-gosteri-4536.html

http://www.turkiyehaberajansi.com/haberdetay/61075/Farklı-�ocuklardan-�zel-Gösteri

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=410350&kn=22&ka=4&kb=22

http://www.f5haber.com/kthaber/farkli-cocuklardan-ozel-gosteri-haberi-3826652/

http://www.haberler.com/farkli-cocuklardan-ozel-gosteri-4519890-haberi/

http://www.magazinoteli.com/news.php?n_id=49228

http://www.sondakika.com/haber/haber-farkli-cocuklardan-ozel-gosteri-4519890/

Otizm Tanısı Kondu, Ne Yapmalı? – Mart 2013

otizm-tanisi-kondu-ne-yapmaliÇocuğunda farklı davranışlar gözlemleyen aileler, nereye başvuracaklarını bilmiyorlar.

Çocuğunuzda yaşıtlarından farklı davranışlar gözlüyorsanız bir şeylerin yanlış gittiğinden şüphelenmeye başlamalısınız. Seslendiğinizde bakmıyorsa, sizinle ve başkalarıyla göz kontağı kurmuyorsa, oyuncaklarla amacı dışında oynuyorsa, konuşmada gerileme veya gecikme varsa, 12 aylıkken hiçbir mimik ifadesi ve heceleme yoksa tekrarlayan el ve vücut hareketleri varsa, söylenenleri duymuyormuş gibi davranıyorsa, bazı kelimeleri amaçsızca tekrarlıyorsa çocuğunuzda otizmin varlığından şüphe edebilirsiniz. Peki, böyle bir şüpheniz varsa ilk olarak nereye başvurmalısınız?

Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi psikologlarından Dilek Erzenli, çocuğunda farklı davranışlar gözlemleyen ailelerin nereye başvuracağını bilmediğini söyledi. Otizm tanısının sadece konunun profesyonelleri tarafından konulabileceğini vurgulayan Erzenli, bu uzmanların da çocuk ve ergen psikiyatristleri ile çocuk nörolojisi uzmanları olduğunun altını çizdi.

Otizmin ilaçla tedavisi olmadığını ancak obsesyonlar, öfke kontrolü gibi istenmeyen davranışları azaltmak için ilaç verildiğini anlatan Erzenli, “Çocuk psikiyatristleri çocuğu gözlemleyip, doğumundan itibaren geçen sürenin öyküsünü alır, psikolojik testler ve tıbbı tahliller ister. Bütün bu süreçten sonra tanı koyar. Otizm teşhisi konan çocuk, ilerleyen yıllarda düzenli olarak çocuk psikiyatristini ziyaret etmeli, ilaçların etkisi ve çocuğun durumu kontrol altında olmalıdır” dedi.

Erzenli, frajil X sendromu , angelman sendromu, tuberoskleroz, bazı kromozom bozuklukları ve bazı nörolojik hastalıklarda da otizm belirtileri görüldüğünü ancak bunların tanısının çocuk nöroloğu tarafından konulduğunu belirterek, “Bazı durumlarda otizme eşlik eden epilepsi de çocuk nöroloğu tarafından tedavi edilir” diye konuştu.

Tanı konulduktan sonra yapılacaklar

Erzenli, otizm tanısı konulduktan sonra yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

“Bazı devlet hastaneleri, askeri hastaneler ve üniversite hastanelerinde bulunan özürlü sağlık kurullarına başvurmalısınız. Bu kurullarda nöroloji, psikiyatri, dahiliye, kulak burun boğaz, genel cerrahi uzmanları bulunur. Bu kurul çocuğunuza özürlü sağlık raporu verir. Bu raporla vakit kaybetmeden size en yakın özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine başvurabilirsiniz. Bu merkezlerde verilen eğitimin aylık 12 saati devlet tarafından karşılanır. Ama tavsiye edilen aylık eğitim süresi ayda en az 80-140 saat arasında olduğu düşünülürse 8 saat verilen eğitim hakkı çocuk için yeterli olmaz. Bu nedenle siz de ek olarak ücretli dersler almalısınız. Eğitimcinizin sizi ve evdeki diğer bireyleri de eğitmesi gerekebilir.”

Yayınlanan Adresler:

http://www.turkiyehaberajansi.com/haberdetay/60551/Otizm-Tanısı-Kondu,-Ne-Yapmalı

http://www.hurriyet.de/haberler/saglik/1396917/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat

http://www.hurriyet.com.tr/saglik/22891982.asp

http://www.havadiskibris.com/Haberler/saglik/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat/2620

http://www.habersitesi.com/article28334-Hic-mimik-yapm-yorsa-dikkat

http://www.haberpusula.com/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat-haberi-1174279.html

http://www.f5haber.com/hurriyet/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat-haberi-3779693/

http://www.dunya.com/otizm-tanisi-kondu-ne-yapmali-186119h.htm

http://www.cayyolu.com.tr/haber/Hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat/75865

http://turkyurdu.com/haberler/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat

http://nethaberci.com/sondakika-guncel-haberleri/hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat-550290.html

http://www.konyarehberi.net/haber/4456/cocugunuza-otizm-tanisi-kondu-ne-yapmali-4456.html

http://www.diyarbakirsoz.com/haber-83794-Hic-mimik-yapmiyorsa-dikkat.html

http://www.anadoludahaber.com/?mxz=haber&hid=8371

 

Otizm tedavisi testlerden başlıyor – Mart 2013

otizm-tedavisi-testlerden-basliyorUzmanlar, otizmin teşhisinde doğru sonuç verecek olan testlerin uygulanmasının en az terapi programı kadar önemli olduğunu vurguluyor.

Algı ABA Terapi Merkezi uzman psikologlarından Evren Evrim Önal, farklı gelişim gösteren çocuklara yapılan testlerle yoruma dayalı olmayan bilimsel veriler elde edildiğini belirterek “Özel eğitim alanında, farklı gelişen çocukların gelişimsel özelliklerinin değerlendirilmesi, uygulanan testlerden elde edilen verilerden yola çıkılarak, en iyi bireysel terapi programının hazırlanmasına ve uygulanmasına, bilimsel bir temel oluşturur” dedi.

Testlerin özel eğitim almış uzmanlar tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Önal “Farklı gelişen çocukların değerlendirilmesi, gelişimi, alınması gereken önlemler ve yapılması gereken müdahaleler için karar verebilmek amacıyla farklı değerlendirme araçları kullanılmalıdır” diye konuştu.

ZAYIF BECERİLERİN TESPİTİ ÖNEMLİ

Önal, çocuğun takvim yaşı ile gelişimsel yaşı arasındaki farkın sayısal büyüklüğünden öte zayıf olan becerilerin tespitinin daha önemli olduğunu vurgulayarak “Farklı gelişen çocuğun testlerle değerlendirmesi yapılmadan, bir terapi programının hazırlanması ve uygulanması, hatalı ve yararsız olacaktır ve bilimsel değildir” dedi.

Önal, Algı ABA Terapi Merkezi’nin süpervizörü Nükte Altıkulaç, aracılığıyla Amerika’da kullanılan birçok teste ulaşabilmenin avantajlarını ailelere ve eğitim alan çocuklara yaşattığını da dile getirdi.

Önal, testler konusunda da özel eğitim alanındaki tüm güncel gelişmeleri yakından takip edebiliyor olduklarının da altını çizdi.

Yayınlanan Adresler:

http://www.posta.com.tr/saglik/HaberDetay/Otizm-tedavisi-testlerden-basliyor.htm?ArticleID=166467

http://www.haberinkalbi.com/saglik-haberleri/otizm-tedavisi-testlerden-basliyor_123692.html

 

Özel Çocuklar Tiyatroyla Tanıştı – Şubat 2013

ozel-cocuklar-tiyatroyla-tanistiAlgı ABA Terapi Merkezi’nde eğitim gören otizmli ve öğrenme güçlüğü çeken çocuklar tiyatroyla tanıştı.

Algı ABA Terapi Merkezi’nde eğitim gören özel gereksinime ihtiyaç duyan çocuklar aileleriyle birlikte, Ekol Drama Sanat Evi’nin Afife Jale Sahnesi’nde sergilenen “Küçük Denge Oyunu” adlı müzikli oyununu izledi. Çocuklar, tiyatro oyunun izlerken yüzlerinden gülücükler eksik olmadı.

Kendi çocuğu da otizm sendromu olan Algı ABA Terapi Merkezi kurucu ortaklarından Parin Yakupyan, amacın çocukların toplum içerisinde nasıl davranacaklarını öğrenmelerini sağlamak olduğunu söyledi. Yakupyan, “Bunu gerçek hayatta çok fazla gerçekleştiremiyoruz. İnsanların seslere çok fazla tahammülleri olmuyor, hemen dışlıyorlar. O yüzden insanlar o bakışlardan ürktükleri için bu ortamlara girmiyorlar. Bizim bir şekilde ‘biz de varız’ demek ve bizim farkımızda olsunlar. Bize imkanlar sağlanırsa biz her zaman varız. Ailelerimiz çok bastırılmış. Onun için çoğu zaman toplum içerisine girmeye çekiniyorlar. Çocuklarımızı bu tür ortamlara ne kadar sokabilirsek o kadar iyi” dedi.

Yayınlanan Adresler:

http://www.haberler.com/ozel-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-4377725-haberi/

http://www.sondakika.com/haber/haber-ozel-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-4377725/

http://tarafsizhaber.com/haber-Ozel-Cocuklar-Tiyatroyla-Tanisti-270160/

http://www.bafravip.com/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-6542h.htm

http://istanbul.haber.pro/haber-Otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-130410.html

http://www.haber3.com//otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-haberi-1810615h.htm

http://www.haberexen.com/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-244028h.htm

http://www.haberinozu.com/genel/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-h154030.html

http://www.haberyurdum.com/haber/402524-otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti.html

http://www.ilovekonya.com/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-29458h.htm

http://www.internethaberi.com/genel/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-h70928.html

http://www.medya73.com/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti-haberi-1237103.html

http://yurthaber.mynet.com/detay/istanbul-haberleri/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti/724237

http://www.tarim2023.com/otizm-ve-asperger-sendromlu-cocuklar-tiyatroyla-tanisti.589029

http://www.yasadikca.com/otizmli-cocuklara-tiyatro-15327

Otizmli Çocuklar Sınırlarını Sporla Aşıyor. Spor algıyı arttırıyor – Şubat 2013

3852689128256Uzmanlar, otizmli çocukların spor sayesinde sosyal iletişimlerinin arttığını, hiperaktivite ve uyku sorunlarının da azaldığını vurguladı.

Otizmlilerin eğitiminde bilimselliği kanıtlanmış tek yöntem olan ABA (Applied Behavior Analysis-Uygulamalı Davranış Analizi) terapisini uygulayan Algı ABA Terapi Merkezi’nin Beden Eğitimi Öğretmeni Ömer Erkan, öncelikle öğrencilerin belirli testlerden geçirerek güçlendirilmesi gereken yönlerini öğrendiklerini söyledi.

Erkan, sporun otizmli çocukların aileleri dışında değişik sosyal ortamlara girmesine, farklı insanlarla iletişim kurmasına, kurallar çerçevesinde hareket etmesine olanak sağladığını belirterek, “Spor yapan otizmli çocukların doğayı ve çevreyi algılamalarının değiştiği ve farkındalıklarının arttığı saptanmıştır” dedi. Spor sayesinde hem bedensel hem ruhsal bir rahatlanma sağlanması nedeniyle otizmli çocuklarda sık görülen hiperaktivite ve uyku sorunlarının azaldığını vurgulayan Erkan, çocukların performanslarının da eskiye oranla daha iyi olduğunu söyledi.

Otizmli çocukların basketbol, ip atlama, yüzme, tenis gibi sporlarda büyük kas becerilerinin kullanılmasını gerektiren bazı hareketleri daha güç öğrendiklerinin, küçük kas becerilerinde de zayıf olduklarının, yaşıtlarıyla çok seyrek iletişime girdiklerinin altını çizen Erkan, sporun etkilerini şöyle sıraladı:

Otizmli çocuklarda kasların güçlenmesi el göz ve denge koordinasyonunun artması ve gelişmesini sağlar.
Vücutlarını tanırlar.
Beden dili, jest mimik kullanmalarına katkı sağlar.
Bireyin ihtiyacı olan uyaranları hareket çalışmalarıyla merkezi sinir sistemine iter.
Kazandıkları becerileri günlük hayata aktarma becerisini geliştirirler.
Hayata bağlanmalarına yardımcı olur.
Yaşam kalitelerini yükseltmekte rol oynar.

Erkan, “Bu nedenle otizmli çocuklarda hareket geliştikçe oyun oynama becerileri, iletişim becerileri, yaşıtlarıyla kaynaşma ve materyal kullanımı, dikkat süresi ve anlama dilinin gelişimi artmaktadır. Ayrıca otizmli çocukların sportif eğitimlerde bağımsız olarak birtakım becerileri artmakta ve sosyal uyumsuzlukları çözebilmektedir. Bu yüzden çocuğun hareket eğitimini ve sporu hayatının bir parçası haline getirmeliyiz” diye konuştu.

Yayınlanan Adresler

http://www.cosmoturk.com/saglikli-yasam/otizmli-cocuklar-sinirlarini-sporla-asiyor-bcccc.html

http://www.kadinnews.com/index.php?content_view=32043&ctgr_id=62

http://kisiselbakim.milliyet.com.tr/spor-algiyi-arttiriyor/kisiselsaglik/haberdetay/19.02.2013/1670795/default.htm

http://www.dha.com.tr/otizmli-cocuklarin-sinirlari-aba-ve-spor-egitimiyle-genisliyor-son-dakika-haberi_429650.html

http://www.egeninsesi.com/96944-spor_algiyi_arttiriyor

http://www.f5haber.com/yazete/spor-algiyi-arttiriyor-haberi-3694599/